İbrahim (as) evine gelen melekleri tanıyamıyor yemek ikram ediyor ama bizim veliler kalplerden geçenleri biliyor, Musa (as) denizin yarılmasını bekliyor bizim evliya su üstünde yürüyor. Bak sen şu işe! Nebiler bir evliya kadar olmamış... Gel de bu keramet masallarına inan şimdi.— Fehmi İlkay Çeçen (@Nahl128) June 9, 2019
1. Tviti yazan kişi, herhalde şu eşitsizlikleri vurgulamak istiyor:
Melekleri tanımak < Kalpten geçenleri bilmek
Veli < Nebi
İyi ama nereden biliyoruz bütün bunları? Aklı başında bir insan, "Kalpten geçenleri bilmek, melekleri tanımaktan daha zordur" gibi bir iddiada bulunabilir mi?
2. Ya da: Nereden biliyoruz veli ve nebilerin varolduğunu, aralarında bir hiyerarşi bulunduğunu, hangisinin hiyerarşide önde geldiğini ve neler yapabildiğini, yapamadığını? Sürekli böyle büyük iddialarda bulunmak neden? "Bilmiyorum" ya da "Emin değilim" demek neden bu kadar zor?
3. Tasavvufla, tarikatlarla, şeyhlerle, velilerle ve kerametleriyle alay etmek günümüzde pek makbul. Eskiden daha çok seküler kesim yapardı, şimdi dindarlar da seviyor! İyi ama nereden biliyorsun 200 sene önceki süpermenin yalancı, 5200 sene öncekinin doğrucu olduğunu?
4. Sadece İslam tarihini değil, İslami ekolleri de bilmiyorlar. Bir veliyi bir nebiden daha büyük gören akımların marjinal olmadığını da bilmiyorlar. Emevilerin, DİB'nin uyduruk dinini Ehl-i Sünnet, geri kalan herkesi sapık zannedince, bunlar normal, hatta az bile.
5. İslam dininden ve dindar insanlardan tiksinen Türk laikçilerini hoşgörüsüz buluyorlar ve haklılar. Ama Ehl-i Sünnet addedilmeyen inançları taşıyan müslümanlar hakkında söylenenler kimi zaman daha ileri seviyede nefret ve düşmanlık barındırıyor.
6. Her şey bir yana, bir insan veli olduğunu düşündüğü bir insana bağlanmış, onun bazı olağanüstü hallerine şahit olduğunu düşünmüş olabilir. Bu adama hakaret neden? Bu adamın durumu, bilmem kaç bin yıl önce yaşamış birinin mucizelerine inanmaktan daha mı ahmakça gerçekten de?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder